23 Kasım 2025 Pazar

Mersobahis - Küller Ülkesi

 Gece çökerken rüzgâr, Mersova kıyılarına vurup geri çekilir, ardından tekrar gelir; sanki ada boyunca dolaşan karanlık bir fısıltıyı taşıyordu. Bu fısıltı, adanın derinliklerinde yaşayanların korkuyla bahsettiği tek kelimeydi:

“Mersobahis…”

Bu kelime kimine göre bir lanet, kimine göre eski bir topluluk; bazılarına göreyse hiç unutulmaması gereken bir uyarıydı. Çünkü Mersobahis, adanın kalbinde yaşayan görünmez bir gücün adıydı—ve bu güç, her yıl bir ruh isterdi.

Sislerin Arkasındaki Şehir

Adanın merkezinde, betonla kemikten yapılmış gibi görünen, duvarları sürekli nemli ve gri bir şehir vardı. Bu şehrin ışıkları asla tamamen sönmezdi, çünkü Mersobahis’in gölgesi daima sokaklarda dolaşırdı.

İnsanlar geceleri kapılarını üç kez kilitler, pencerelerine siyah bezler çeker ve kimse pencereden dışarı bakmazdı. Çünkü eğer bir kişi gece yarısı sokakta yankılanan o uğursuz zil sesini duyarsa, ertesi sabah kaybolmuş olurdu.

Hiçbir iz bırakmadan.
Hiçbir mücadele izi olmadan.
Sanki varlığı tamamen silinmiş gibi.

Karanlığın Oyunu

Mersobahis’in bir ritüeli vardı: Gölge Oyunu. Kimse bu oyunun ne zaman başladığını hatırlamıyordu. Tek bilinen şey, şehrin merkezinde bulunan devasa taş monolitin geceleri kırmızıya dönmesiydi.

O renk döndüğü anda, insanlar titrerdi. Çünkü o an, Mersobahis’in yeni bir oyun seçtiği anlamına gelirdi.

Bu oyunlarda insanlar kendi karanlıklarıyla karşılaşır, korkularıyla savaşırdı. Ama kazananların ödülü yoktu. Çünkü Mersobahis, kaybedenleri alır; kazananları ise bir sonraki oyuna saklardı.

Küllerden Doğan Fısıltı

Yıllar boyunca insanlar Mersobahis’le mücadele etmeye çalıştı; büyücüler, savaşçılar, bilginler… Hepsi kaybolmuştu.
Ama son zamanlarda şehirde garip bir söylenti yayılmaya başlamıştı:

Küllerden doğan biri geldiğinde bu lanet kırılacak…

Ne var ki, kimse o kişinin kim olduğunu, hatta gerçekten var olup olmadığını bile bilmiyordu. Fakat monolitin kırmızı ışığı her geçen yıl daha parlak yanıyor, Mersobahis’in oyunları daha acımasız hale geliyordu.

Ve bu yıl, rüzgârla gelen fısıltılar bir değişiklikten bahsediyordu…
Sanki Mersobahis ilk defa gerçekten korkmuş gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Mersobahis ile Son Yüzleşme

 Savaş alanı artık tanınmaz haldeydi. Toprak kırmızıya bulanmış, hava külle ağırlaşmış, gökyüzü yarıklarla dolu karanlık bir uçuruma dönmüşt...