Uzak diyarlarda, haritalarda bile görünmeyen gizemli bir ada vardı: Mersova Adası. Bu ada, sislerin ardında saklı, kimsenin bilmediği ama herkesin hakkında efsaneler uydurduğu tuhaf bir yerdi. Bu adanın en ilginç yönü ise, adanın derinliklerinde yaşayan Mersobahis adlı gizemli bir topluluğun varlığıydı.
Bu topluluk, dünyanın en garip yarışmalarını düzenlemekle ünlüydü. Normal yarışmalar değil tabii… Mersobahis halkına göre heyecan; mantığın bittiği, absürtlüğün başladığı yerde başlardı.
Tuhaf Yarışmaların Gölgesinde
Mersobahis’in en popüler etkinliği, her yıl düzenlenen Uçan Sandalye Turnuvası"ydı. Yarışmacılar, adanın etrafındaki devasa volkanik bacalardan yükselen sıcak hava akımları sayesinde göğe doğru süzülen sandalyeler üzerinde yarışıyordu.
Kazananın ödülü mü?
Altın değil, para değil…
Bir yıllık “Ada Çayı Sınırsız İçme Kartı”!
Ada çayı Mersova’nın en değerli şeyiydi çünkü içildiğinde insanın sesini bir gün boyunca kuş sesine dönüştürüyordu. Sporcu kuş sesli olmak adada büyük prestijdi.
Efsanenin Kahramanı: Murat
Bu yıl ilk kez, adaya dışarıdan bir yarışmacı gelmişti: Murat . Yanında sadece bir sırt çantası, bir termos ve neden geldiğini tam olarak kendisinin bile bilmediği bir özgüven vardı.
Mersobahis halkı onu görünce önce şaşırdı, sonra sevdiler, sonra tekrar şaşırdılar çünkü Uğur sandalyesini yanlışlıkla ters monte etmişti.
Ama yarış başladığında…
O ters sandalye, sıcak hava akımını doğru açıyla yakaladı ve Uğur bir anda fırlayıp bulutların üzerine çıktı!
Ada halkı o an şok oldu:
“Bu çocuk ya dâhi… ya da çok yanlış bir şey yaptı!” dediler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder